Konuların anlaşılması için yazıların kronolojik sıraya göre okunması önerilir.

22 Aralık 2015 Salı

Paganizm/Orijinal Satanizm: Tanrılar, Reenkarnasyon ve Ölüm Sonrası Yaşam


Satanizm, Satan/Şeytan/EA'nın en başından beri, insanlar için istediği Tanrısallığa giden bir yoldur.

Gerçeklerden ve doğadan sapmazsanız, gereksiz kişisel gelişim kitaplarıyla ya da Yeni Çağcıların/tasavvufçuların uydurma ruhçu öğretileriyle ve bunlarla gelen düşman varlıkların saldırılarıyla uğraşmak zorunda kalmazsınız.

Satanizmde kendi hayatınızı kendiniz yönetmeyi öğrenirsiniz, istediklerinizi kendiniz elde edersiniz, ve bunu kimseye kölelik yapmadan, doğanın düzenine uygun bir biçimde sağlarsınız.
Satan ve Tanrılar  bir yanlışlık yaptığınız zaman size bunu bildirirler, yoldan çıkmanızı önlerler. Yeri geldiğinde ekstra bilgi de vererek, herhangi bir konuda yardıma ihtiyacınız olduğu anda yanınızda olarak gittiğiniz yolda hızlanmanızı sağlarlar. Evrenin en güçlü varlığı olan Lucifer/Satan/EA'nın ve diğer Tanrıların da sizi önemsediğini, size inandığını gördükçe, sizin de kendinize olan inancınız artar. Bilgilendikçe tarih boyunca yapılan haksızlıkları fark edip, adaletin sağlanması için savaşmanız gerektiğini anlarsınız, zira doğanın düzeni budur. Özellikle savaşmaya karar verdiğiniz anda düşmanın vizyon ve düşünce saldırıları artar (bu saldırılar bazen inisiye öncesinde bile olabilir), ancak Satan/Lucifer sizi insiyede kabul ettikten sonra sizi her zaman koruyup kollayacak olan bir Gardiyan Demon/Demoness'iniz olur.
Gardiyan Tanrılar/Tanrıçalar bizi kendileri seçerler.        

Satanizm, körü körüne bir "inanç" değildir. Her şeyden önce dini kaynaklarda bulunmayan doğru bilgiye, Satan'ı ve diğer Pagan Tanrılarını bireysel olarak tanımaya dayanır. Tanrılar iletişim için genellikle astral projeksiyon yöntemini kullanırlar, fiziksel bedenleri de bulunmaktadır.

İnsiye/dedikasyon daha fazla vakit kaybetmeden gerçeklerin farkında olduğunuzu kabullenmeniz, ve size yaşamınız boyunca dikte edilen yalanları reddetmeniz, kendinizi özgürleştirmenizdir.  

Hepimizin, Tanrılarımıza dair jenerasyonlardır iletilen ırksal hafızaları bulunmaktadır.    

“[Satanism is] mankind’s original religion” (Satanizm insanlığın orijinal dinidir) - Satan

Yukarıdaki alıntı direk Satan'dandır. Günümüzde tanımlanan şekliyle "din" asıl halinden çok farklıdır. Tapınma gibi küçültücü kavramları içermeyen orijinal din/Paganizm/Satanizm, insanlar ve Tanrılar arasındaki bağı temsil eder. Bu bağın temelinde, kendileri her açıdan en üst düzeye ulaşmış ve yaratıcı gücü en mükemmel şekliyle kullanabilen güçlü varlıkların yardımıyla insanların da o düzeye ulaşması amacı vardır. Altın Çağ olarak bilinen dönemlerde, Tanrılar ile birlikte yaşayan insanlar bu seviyeye en yakın durumdaydılar. Tapınaklarda Tanrılar tarafından eğitilen insanlar, hem teknolojik, hem spiritüel açıdan günümüze kıyasla çok daha ilerlemişlerdi. Astral fonksiyonların çoğu günümüzde gelişmekte olan teknolojiye de ilham vermiştir (Astral projeksiyon-holografik iletişim gibi)

"Bilim, fiziksel olmayan fenomenleri incelemeye başladığı gün, on yıl içinde geçmiş yüzyıllardan daha fazla ilerleme kaydedilecektir." ( “The day science begins to study non-physical phenomena, it will make more progress in one decade than in all the previous centuries of its existence.”)  - Nikola Tesla

Saldırıdan sonra düşman varlıklar tarafından oluşturulan Hristiyanlık gibi dinlerle insanlar Tanrılarından, doğal güçlerinden ve kapasitelerinden mahrum bırakılmış ve tüm bilginin, gücün "seçilmiş" bir ırkta (Yahudilerde) toplanması sağlanmıştır. Kabala ve Kabalistik meditasyon benzeri ökült öğretilerin sadece Yahudilikte görülmesi tesadüf değildir. Bu güçlerden özellikle bihaber olan insanlar her türlü saldırıya açıktır. Ökült ile ilgilenmemeniz sizi bu güçlerden korumaz, tam tersi bir durum geçerlidir. Bununla birlikte, çoğu ülkede özellikle istihbarat alanında ökült güçlerden faydalanılmaktadır:

"From CIA agents stationed behind the Iron Curtain came reports that the Russians were able to influence telepathically the behavior of people, alter their emotions or health, and even kill at long distance by using only psychic powers."

CIA ajanlarının edindiği bilgilere göre Ruslar, sadece psychic/astral güçleri kullanarak telepatik olarak insanların davranışlarını etkileyebilme, sağlık durumunu ve duyguları değiştirebilme, hatta öldürebilme yeteneğine sahiptiler - The New Soviet Psychic Discoveries, Henry Gris & William Dick (1978) (Bu konuyla ilgili Dünyadışı Varlıklar (E.T.) ve Parapsikolojik İstihbarat yazısına bakabilirsiniz)

Satanizm/Paganizm, doğaya uyum sağlamakla, insanın kendini hem fiziksel hem ruhsal olarak en üst seviyeye getirmesiyle ilgilidir.

Blogdaki ilk yazılarda da açıklandığı üzere, Satanizm, dinlere tepki olarak doğmamıştır, iyilik/kötülükle alakalı değildir, tapınma içermez.
Bununla birlikte, Tanrıların üstün ahlak değerleri vardır. "Düşmanını sev" tarzı öğretiler adaletsizliği doğurur, ve bu, Satan ve Tanrılar tarafından tolerans gösterilmeyen nadir durumlardandır.

Konu bütünlüğü açısından tekrarlamak gerekirse, Demon olarak bilinen varlıklar, Antik Pagan Tanrılarıdır ("In the same way the Greeks and Romans may have worshipped their divinities, fondly believing them to be good. But the Christian Scriptures declare that all the gods of the Gentiles are demons" -Katolik Ansiklopedisi ) Demon, aynı zamanda "He who has knowledge" (Bilgisi olan) anlamına gelir.

Satan, Sanskritçe Sat-An yani Ebedi Gerçek/Sonsuz Tanrı anlamındadır. Sümer'de EA/Enki ve Şeytan olarak bilinir. Enki isminden ise, An/En: Tanrı/Lord/Prens/Yönetici, Ki: dünya, dolayısıyla Dünyanın Yönetici Tanrısı anlamı çıkmaktadır. Türk mitolojisinde Tengri* olarak geçer, 40'ın bu kadar yaygın kullanılmasının sebebi de Antik Tengrizm'den geçmiş olmasıdır. Satan'ın diğer numaraları arasında 7,4,13 ve 666 bulunmaktadır. 666 Güneş'in ve solar çakrasının numarasıdır, mükemmelliği ve sonsuz yaşamı sembolize eder.


Lucifer'ın mühürlerinden biri. (Solar 666 çakrası, Magnum Opus'un ve ölümsüzlüğün simgesi olan Ankh)

Aslında herşeyin yaratıcısı bir "tanrı" yoktur, evreni, doğayı oluşturan yaratıcı güç, Eter prensibi vardır. Çeşitli yöntemlerle manipüle edilebilen bu gücü kontrol altına alabilen, kullanabilenlere Tanrılar denmiştir. Sümer, Mısır dahil birçok antik mitolojide de geçen An/Anu (Türkçe'deki Ana kelimesinin kökeni) bu gücün simgesidir. Bundan dolayı Tanrıların isimlerinde -An/En eklerine sıklıkla rastlarız.

Pagan Tanrıları, Nordik ırkı olarak bilinen dünyadışı (E.T.) bir ırktandırlar. Satan'ın da söylediği bir amaç doğrultusunda ("Hayatın anlamı kendini ve evreni iyileştirmektir") dünyadaki ilk medeniyeti kurmuşlardır. Eridu dünya üzerinde kurulan ilk şehirdir ve "evden uzak ev" anlamına gelir, kurucusu EA/Satan'dır. EA, Edin/Eden şehrinde (dini kaynaklarda geçen insanların yaratıldığı Edin Bahçesi/ İslami öğretilerde geçen, Arapça "bahçe" anlamına gelen "cennet" kavramı buradan çalıntıdır) Homo erectus halindeki insanları gelişmiş genetik mühendislik yöntemleriyle, kendi genlerinden vererek homo sapiens'i, günümüz insanını oluşturmuştur. Bu durum antik yazıtlarla birlikte, Edward Kelley'nin 'Vision of Roundhouse' eserinde [16.YY] ve yakın zamanda da Human Genom Project'de ("Bilim Adamları İnsan DNA'sında Dünyadışı Varlık (E.T.) Geni Buldu" ) ayrıntılarıyla anlatılmıştır.

Önceki başlıklardan birinde Human Genom Project bulgularını açıklanmıştır:

"İnsan Genom Projesi (Human Genom Project) bilim adamı Profesör Chang'a göre üstün bir dünyadışı yaşam formu (E.T. life form) diğer gezegenlerde yeni yaşam türleri oluşturmayı planlıyormuş, ve dünya bunlardan yalnızca biri. Tam olarak amaçlarını bilmediğini söyleyen Chang, bunun belki bir bilimsel deney ya da gezegenleri kolonileştirme yöntemi olduğunu düşündüklerini söylüyor. Daha sonra, bulgulara dayanarak, bu E.T. programcıların büyük bir genetik kod üstünde çalıştıklarını ve bu kodu bulana kadar birçok kez deneme-yanılma yöntemini kullandıklarını söylüyor. ("They wrote “the big code“, executed it, did not like some function, changed them or added new one, executed again, made more improvements, tried again and again.”)

Profesör Chang'ın araştırma takımındaki bilim adamlarına göre E.T. gen programcıları gelecek için idealistik planlarından vazgeçmek zorunda kalıyorlar. Dünya için hazırladıkları büyük kod yerine basit olanı kullanıyorlar. (“The apparent “extraterrestrial programmers” may have been ordered to cut all their idealistic plans for the future when they concentrated on the “Earth project” to meet the pressing deadline. Very likely in an apparent rush, the “extraterrestrial programmers” may have cut down drastically on big code and delivered basic program intended for Earth.“)

Bu buluş, EA/Enki/Satan'ın Sümer tabletlerinde de bahsedilen genetik çalışmasının bilimsel olarak kanıtlanmış halidir. Özellikle Tanrıların geni ve insanların genini uyuşturmak için tekrar tekrar düzenlemeler yapması ve insanları ölümsüz yapabilecek Tanrısal genlerin (alıntıdaki "büyük kod") insanlara vermesine diğer Nordiklerin karşı çıkması üzerine verememesi ve böylece insanlara basit kodun verilmesi gibi."
     
Dünya üzerindeki bütün antik Pagan mitlerinde, Türk Mitolojisi dahil olmak üzere, Tanrıların "gökten" geldikleri belirtilmiştir.

Mısır mitolojisine göre, ilk soy, uçan bir gemiyle gelen Tanrı Osiris tarafından başlatılmıştır.



(Set Tapınağı) Uçan araçların gösterildiği kalıntı


Giza Piramitleri'nin Orion Kemeri altına denk gelmesinin sebebi, Tanrıların da daha sonradan onayladıkları üzere, Orion tarafından bir gezegenden gelmiş olmalarıdır.



Yapıların piramit şekli, çakraların da piramit şeklinde olmasıyla bağlantılıdır 

Antik Mısır kaynaklarında burası  "Duat" olarak geçer. Duat, ölüm sonrası fiziksel bedenlerini kaybetmiş insanların astral bedenlerinin/ruhlarının korunduğu yerdir. Satan, Kendinden olan ruhları korur ve öldükleri zaman Duat'a güvenli olarak getirilmeleri için bazı Tanrılar/Demonlar onlara eşlik ederler. Ancak düşmanla arasında güçlü bağ bulunan dindarlar risk altındadır, bunların ruhları enerji kaynağı olarak düşman varlıklar tarafından enerji ünitesine absorbe edilirler. Ölüm sonrası "yargılanma" sadece bu durum için geçerlidir. Yargılanma, astral bedenin ne kadar dirençli olduğuyla ilgilidir, eğer onlara karşı dirençliyse bu kötü olarak algılanır, dini programlar tarafından ruhun zayıflatılmasının başka bir sebebi de budur.

Pagan mitolojisinde sembolik olarak da kullanılan Gök ("heaven") ve cehennem/Hell/Yeraltı konseptini taç çakra (en tepedeki çakra) ve en alttaki kök çakra simgeler. Çakralar, ruhu/canı tutan ve dolayısıyla biyoenerjinin en yoğun olduğu noktalardır. Kök çakrası, ateş elementinden olan kundalini/biyoenerjinin bulunduğu yerdir ve kundalini yükselirken vücut derecesinin fiziksel olarak da birkaç derece arttığı gözlemlenmiştir. Dragon/ejderha-ateş ilişkisinin de alegorik olarak kullanılmasının sebebi budur, önceden belirtildiği üzere ejderha ve yılan Kundalini'nin, dolayısıyla onu insanlığa bahşeden Şeytan'ın sembollerindendir. Kök çakra için yer/yeraltı alegorisinin kullanılma sebeplerinden birisi de kök çakrasının elementinin toprak olmasıdır.    


Bazı dini kaynaklarda geçen "7 kat" da 7 ana çakranın alegorisi olarak kullanılır.

Hristiyan, müslüman vs kaynaklarda geçen Hell/Cehennem konseptleri ve ölüm-ötesi deneyim tecrübe eden insanların gördükleri düşmanın insanları korkutmak için kullandığı bir yerdir. Aynı zamanda absorbe edilemeyecek kadar güçlü ama yine de düşmanla arasında bağ bulunan ruhlar da oraya götürülmektedir. "Melek" olarak geçen düşman varlıklar (gri, reptilian veya farklı bir Nordik ırkından olan varlıklar, astral saldırılardan da onların sorumlu olduğu deneyimlerle kanıtlanmıştır) özellikle tehdit etmek için orayı kullanırlar, astral olarak gösterirler (sadece JoS grubunda bile bu tip görsel saldırıya uğrayanların sayısı oldukça fazladır)
Dante'nin Inferno'sunun da bir düşman varlık tarafından dikte ettirildiği bilinmektedir.

Yahudi/Hristiyan/Müslüman "ilahı" bir enerji vorteksi olup, düşman varlıkların insanları manipüle etmek için kullandığı bir araçtır. Aleister Crowley, "Jehova" 'nın resmini çizmiştir, ve resimde görülen bir gridir. Zaten Crowley'nin düşman varlıklarla çalıştığı bilinmektedir, Golden Dawn ritüellerinde de bu rahatlıkla görülmektedir. (Düşman ritüelleri ile ilgili ayrıntılar için Bilinçli İfşa ve Sahte Karşıtlık ile Yeni Dünya Düzeni  yazısına bakabilirsiniz)

Satan, Lilith ile birlikte, Duat'daki ruhları reenkarne etmektedir. İnsan ruhları fiziksel bedenlere çakralar vasıtasıyla yerleştirilir. Rünler de reenkarnasyon işleminde kullanılmaktadır. Antik Türklerin de alfabe olarak kullandıkları, insanlara Tanrılar tarafından iletilen Rünlerin gücü yıldız kümelerine dayanır, mantralar gibi, titreştirildiklerinde özel frekansları olan kelimelerdir.

Astral olarak bedeninizin dışına çıkmak isterseniz, belirli bir düzeye geldikten sonra, çakralarınızı ters yönde döndürürerek bunu yapabilirsiniz. (Astral Projeksiyon meditasyonu )

Lilith'in de belirttiği üzere, diğer yaşamlarında da düşmanla arasında güçlü bağ bulunan kişiler, bu yaşamlarında dinsiz, agnostik, ateist olsalar bile ruhlarında  Hristiyanlıktan (ya da müslümanlık gibi öğretilerden) bir parça varsa düşmanın onu şimdiki hayatında da manipüle etmesi daha kolaydır.

("Lilith told me something very enlightening. She told me that those who have had strong ties to Christianity in their past lives are very open to the enemy. Even if someone is non-religious, an atheist or an agnostic, if there is a strong essence of Christianity on that person's soul from former lifetimes; it is an opening for the enemy to manipulate him/her in this lifetime" Death, Afterlife, Hell )


Önceki yaşamlarınızda kendinizi ne kadar güçlendirdiyseniz, sonraki yaşamınızda da kaldığınız yerden devam ederseniz. Bazı insanların astral alanlarda diğerlerine göre daha güçlü ve yetenekli olmalarının sebebi de budur.
Ölüler, fiziksel bedenden (dolayısıyla çakralardan) yoksun oldukları için ilerleme kaydedemezler, yaşadıkları zaman ne kadar ilerledilerse orada sabitlenmişlerdir.

Satan için önemli olan ruhlarla çalışmış olan HPs Maxine'e göre, ruhlar kendilerine "ölü" denmesinden memnun olmazlar. Kendilerine özgü karakterleri, kişilikleri, sevdikleri, sevmedikleri şeyler, duyguları, ve fiziksel hayatlarında sahip oldukları diğer tüm özellikleri hala barındırmaktadırlar. Reenkarnasyon, fiziksel beden elde etmek için tek yöntem değildir, yaşayan bir bireyin bedenine astral olarak girerek de eskiden zevk aldıkları fiziksel şeyleri tekrar yapabilmektedirler. Maxine, kendisinin de bir ruhla bu şekilde çalıştığını söylüyor. ("Most people reincarnate because those souls who are without a body do not eat, they do not sleep, and basically, they stagnate. It is very boring for them. The soul can enter the body of a living being, [as the one I have been working with does with me], and enjoy physical pleasures such as eating, touching different things, and anything else physical.")

Duat, birçok meditatör insiyenin de gördüğü üzere, mavi auralıdır. HPs Maxine'nin Satan ile Duat'ta yaptığı bir konuşmayı anlattığı My Conversation with Satan yazısı fazlasıyla bilgilendiricidir.

"I thought of Azazel and before I knew it, I was sitting beside him in a sort of rest area out of doors. The sky was what we would see as cloudy/light gray, there were marble blocks [alien- something we wouldn’t see here], and a marble bench I sat on beside him. In the distance was a slate colored pyramid."

Maxine, Gardiyan Demon'u ve 4 Veliaht Prensinden biri olan Azazel'i düşündüğünde kendini (astral olarak) dışarıda bir ortamda onun yanında mermer bir bankta otururken buluyor. Gökyüzünü bulutlu/açık gri tonlarda görüyor, etrafta mermer (dünyadakinden farklı) yapılar göze çarpıyor. Oturduğu yerden arduvaz renginde bir piramit görünüyor.

"Before I knew it, Father Satan sat down on the other side of me, with me in the middle."

Father Satan: "Do you know why the pyramid has so much power? Because it is pointed to the sky."

Satan, piramidin gücünün, gökyüzüne doğrultulmuş olmasından kaynaklandığını söylüyor.

"Then, I asked him, as I was interested, though not overly concerned about the experiences of many who think what they have seen is "Hell."

Father Satan: "There are [pockets]'vortexes' of very destructive, negative energy." "Hatred, anger, fear, murder, death, and every other [destructive] thing." "These are like blackholes/wormholes." "They accumulate negative energy like a vacuum."

Daha sonra Maxine, bazı negatif tecrübeler yaşayan insanların "Hell" sandığı yerin ne olabileceğini soruyor.

Satan, fazlasıyla yokedici (nefret, öfke, cinayet, ölüm gibi), negatif enerjilerin bulunduğu vortekslerden ve bu vortekslerin karadelik/solucandelikleri gibi negatif enerjiyi vakumladıklarından bahsediyor.

Father Satan: "When you meditate, notice a difference?"

Maxine: "yes."

Father Satan: "There are different planes of existence. When you meditate, you elevate to a higher plane. There are different levels and through meditation, you live on a higher plane than most others. People who are on an already lower level can get tied into this vortex of negative energy and pulled in."

Satan, farklı varoluş seviyelerinin bulunduğundan ve meditasyon ile daha yüksek seviyelere çıkıldığından, meditasyon yapan insanların diğerlerine göre daha yüksek seviyede yaşadıklarından bahsediyor. Düşük seviyelerdeki insanların negatif enerji vorteksine maruz kalabileceğini belirtiyor.

Father Satan: "Those who [like atheists/non-believers] are on their own and are susceptible to anything." "The enemy* knows how to use these." [When he mentioned the "enemy" I saw Greys.]

[Then, he got this sort of sad look on his face and said] "I know, they equate that with me."

Satan, ateistler gibi kendi başlarına olan insanların savunmasız olduğunu ve düşmanın onları nasıl kullanacağını iyi bildiğini söylüyor. Satan, düşmandan bahsettiği sırada Maxine Grileri görüyor.
Satan da bir tür üzgün ifadeyle insanların düşman varlıkları/grileri kendisiyle bir tuttuklarını bildiğini söylüyor.

Father Satan: "There is a place here that we have for deceased souls, you have seen it.We protect whoever comes to us. Some are [misguided] and we reincarnate them until they see the truth and are ready to come here."
"Most people [those who are without as well] get reincarnated."

Satan, Duat'da ölenlerin ruhlarının tutulduğu özel bir yer bulunduğunu, Maxine'in de burayı gördüğünü söylüyor (önceki paragraflarda alıntıladığım yer)
Bazı insanların yanlış yönlendirildiğini ve onlara da doğruyu görene kadar reenkarnasyon geçirtildiğini söylüyor. "Çoğu insana (inanmayanlar dahil) reenkarnasyon geçirtiliyor"

Maxine, Azazel ile olan konuşmasından da bahsediyor.

"Azazel is disgusted with the 'degeneration of the human soul.' "

Lord Azazel'in, insan ruhunun dejenerasyonu denen durumdan nefret ettiğini söylüyor. Bu durum kundalinin base çakrasına mühürlenmiş olmasından kaynaklıdır. Asıl biyoenerji kaynağı olan kundalininin düşman tarafından mühürlenmesiyle tıpkı bir damarın düğümlenmesi gibi, enerji akışı en aza getirilmiş ve böylece insanların astral gelişim düzeyi durma noktasına getirilmiştir. Körleştirilen, bilgisizleştirilen (tapınakların, kütüphanelerin, bilginlerin yok edilmesiyle) ve zayıflatılan insanlar düşmanla savaşamayacak hale getirilmiştir.
"Bringing up the kundalini serpent is very difficult and can be dangerous for the average person, as we are used to operating on a very low level of bioelectricity." Kundaliniyi yükseltmek sıradan bir insan için çok zor ve tehlikelidir, çünkü insanların şu anki biyoelektirk seviyesi çok düşüktür.

Kundalininin yükselmesi, hem fiziksel hem ruhsal mükemmellik olan, ve Satan'ın insanlar için en başından beri istediği Tanrısallık için en önemli basamaktır (Tanrısallık çalışmalarında ve çeşitli meditasyonlarda DNA'da değişiklikler gözlenmiştir) Antik zamanlardan beri kullanılan sağlık sembolünün yükselmiş kundaliniyi göstermesi bununla alakalıdır.


      

Dini kaynaklarda geçen "yılan" aslında kundalinidir. "Ölümsüzlük ağacı" da aslında insan ruhunu simgeleyen, Sümer ve Antik Mısır mitolojilerinde de geçen hayat ağacıdır. Ağaçtaki noktalar çakraları ve dallar 144.000 nadiyi simgeler. Satan/EA/Enki için de yılan sembolizminin kullanılmasının sebebi, kundaliniyi insanlara verenin de Satan olmasıdır.

"Azazel told me "10,000 years ago," we were "close to perfection." We lived side by side with the Gods. "The Earth was attacked."  Azazel'in söylediğine göre, 10.000 yıl önce insanlar mükemmele yakındılar, ve Tanrılarla birlikte yaşıyorlardı. Daha sonra dünya saldırıya uğradı.